:
• Dünyanın cennet olmadığını,
• Herkesi ikna edemeyeceğini,
• Tek başına yol almayı,
• Büyük sözler etmemeyi,
• Başkalarını kınamamayı,
• Her şeye yorum yapmamayı,
• Herkesle yola çıkmamayı,
• Herkesi memnun etmemeyi,
• Daha çok tahammül etmeyi,
• Kalabalıkların değil, hakikatin peşinden gitmeyi,
• Ve en çok da:
.." Sadece Allah’tan istemeyi"
Bir hadis-i şerifte, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle demiştir: ...
"Ya Rabbi çocuğum Muhammed'i Bana geri ver. Ne olur onu bana geri ver ve bana lütufta bulun."
"Senin bu oğlundan neler gördüğümüzü sen bilemezsin?" dedi. Bunun üzerine Abdulmuttalib,
"Ben devemi çöktürdüm, onu terkime bindirdim, ama devem bir türlü kalkmadı. Ancak onu kucağıma alınca kalktı. Böylece bu deve adeta, "Ey ahmak adam, imâm (lider) budur. Öyle ise, daha nasıl muktedinin (uyanın) arkasında durabilir" dedi."
İşte bu cümleden olarak İbn Abbas (radıyallahü anh) da, Cenâb-ı Hakk'ın, Hazret-i Musa (aleyhisselâm)'yı düşmanının elinde koruyup muhafaza ettirdiğinde, Musa (aleyhisselâm)'ya yaptığı gibi, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'i de dedesine, düşmanının eliyle getirmiştir.