Herkese merhabalar güzel Ayasofya Camisini nihayet ziaret edebildim. (24.01.2024 tarihinde)
Her bir köşenin tarihi bilgisini vermek isterdim ama çok uzun bir sayfa olurdu..
İçerisini gezdim çok güzel bir mekan ve çok kalabalık.. İyi bir bakımdan geçmesi lazım..   
Ayasofya Camii’ni Fatih Sultan muhammed Han
kendi hayratı olarak vakfetmiş ve çok sayıda akar bağlayarak bakım-onarım maliyetlerini garanti altına almış.  
Şimdilerde ise camii mi yoksa kilise mi gibi tartışmalara sebep olacak uygulamalarla gündemde..
Ben Prof.Dr.Ahmet Şimşirgil'in ve Talha Uğurluel'in bu konuda ki açıklamalarını doğru bulduğumu söylemeliyim. Alınan kararlar ileride çok riskli sonuçlara gebe bir an önce Sayın Cumhurbaşkanımız'ın bu konuya el atarak konunun netlik kazanması ve çözülmesi lazım..
Ahmet Şimşirgil, Ayasofya'nın üst kat ziyaretinin ücretli olmasını üzerine, 
"Vatandaşlardan para almak, üst kat müzeye döndü demektir. 
Bilet alıp girmeyi marifet gibi paylaşanlar var. Ya utanın biraz!" diyor.
Bende acizane "Siyasete alet etmeden hepimizin sahip çıkması gereken bir camii mirasıdır."diye düşünüyorum..

Ayasofya’ya en fazla ilgi gösteren Osmanlı padişahlarından biri de Sultan II. Selim Han’dır. 
Binanın yorgunluk emareleri göstermesi üzerine II. Selim Han, Mimar Sinan’ı Ayasofya’nın bakım ve onarımı için vazifelendirmiştir.
Doğu Roma döneminde defalarca kubbeleri ve duvarları çöken Ayasofya, 
Mimar Sinan’ın düzenlemelerinden sonra, İstanbul’da yaşanan nice büyük depreme rağmen bir daha hiç çökmemiştir.
Fatih Sultan Muhammed Han’dan itibaren her padişah, Ayasofya’yı daha da güzelleştirme gayreti içinde olmuş ve zaman içinde yapılan mihrab, minber, kürsü, minareler, hünkâr mahfili, şadırvan, medrese, kütüphane ve aşhane gibi yapılar ile Ayasofya tam tekmil bir külliyeye dönüştürülmüştür.
Osmanlı döneminde Ayasofya Camii’nin iç süslemelerine de büyük önem verilmiştir. 
Ayasofya hüsn-i hatt ve çinicilik gibi Türk sanatlarının en zarif örnekleriyle süslenmiş ve mabede yeni estetik değerler kazandırılmıştır.
Ayasofya sadece camiye dönüştürülmemiş, 
aynı zamanda 
insanlığın bu ortak mirası muhafaza ve ihya edilmiştir.
Torunlarımıza da bu emaneti camii olarak miras bırakabiliriz inşallah.
amin amin 
💐


16 Yorumlar

  1. Bir kaç yıl önce gitmiştim. Bir Müslüman olarak şunu ifade edebilirim ki; Caminin müze olarak kalmasını ama cami ruhunun bir şekilde yaşatılmasına (yayınlar, yayımlar, belirli periyodlarla kısıtlı ziyaretler) devam edilmesini savunuyorum. Çünkü ne yazıkki faal olarak kullanılması; böyle bir yapıya kötülük demek. Çünkü gittiğimde gördüm ki; duvarlar deforme olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatih Sultan Muhammed han burayı vakfetmiş ve artık burası müze olamaz diye düşünüyorum.. burada şartları sürekli iyi tutularak belirli programlar dahilinde camii olarak kullanılması caizdir.. Yoksa ne ecdadımıza hesap verebiliriz ne de Allah-u Teâlâya.. Orası da taştan metalden bir yapı orayı mübarek kılan insanların orada Allah cc yönelmesi ona dua ve secdede bulunması.. Yıkılsa bile yerine yeniden inşaa yapılabilir unutmayalım kâ'be bile kaç kere yıkılmış yakılmış ama tekrar Allah'ın izniyle yapılmış yani orayı önemli yapan ibadethane olması ve o şekilde değerlendirilmesi en uygunu bana göre tabi ki..
      Sanat tarihi olarak çok değerli işte o sebepten de belirli bir koruma planlı camii olarak hizmet vermesi gerekir..

      Sil
  2. Müze iken çocuklarla gidip gezmiştik, camii olduktan sonra görmedim. Sonra tekrar restorasyon yapılacak hatta elli yıl falan gibi süre yazdılar, sonra üst kat 25 euro gibi bir fiyatla geziliyor müze oldu dediler, yani tam bir bilgi kirliliği var. Müze mi oldu tekrar camii mi restorasyon mu olacak karmakarışık. Bir şey yapılmaya çalışılıyor sonra ortada kalıyor . Umarım dediğiniz gibi bu ortak mirasa doğru düzgün sahip çıkarız, siyasete alet edilmeye devam etmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen siyasete alet edilmeden biran önce sahip çıkılması lazım dualarımız o yönde...

      Sil
  3. Çok farklı zamanlarda 4-5 kere denedim ama yoğunluktan giremedim. İnşallah bir gün..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz gittiğimizde hemen girdik akıcı bir ziyaretçi trafiği vardı bu mevsimde yoğun olmaz diye düşünüyorum...

      Sil
  4. ayasofyaya girebilmek mucize :) kışın belki tenha oluyordur, havalar düzelince girmek olanaksız çok fena uzun kuyruklar oluyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ziyaretçi sırası yoktu hemen girebildik belkide ziyaret edenler etmiş biz kervanın sonuna kaldık gibi düşündüm geç kaldım diye hüzünlendim yani...

      Sil
  5. Ayasofya'yı cami iken hiç ziyaret edemedim henüz ama son günlerdeki tartışmaları ben de takip ediyorum ve bir an önce bu yanlıştan dönülmesi gerekiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gündemlerin yoğunlugunu fırsata cevirip Ayasofya yi elimizden almasalar bari...

      Sil
  6. Ayasofya'yı son 30 yıl içinde defalarca ziyaret etmişliğim var çünkü oraya girdiğinizde başka bir ruh hali kaplıyor sizi. İçinde durup geçmişe yolculuk ediyorsunuz. O günlerde yaşananları düşünüyorsunuz. İstanbul'un her köşesi ayrı bir tarih, ayrı bir gizem dolu ve tüm dünyanın gözü burada. "Eğer dünya tek bir devlet olsaydı, başkenti İstanbul olurdu”, demiş Napoleon Bonaparte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aynı duyguya bende kapıldım tam bir tarih hazinesi dinler tarihi, insan tarihi ve sanat tarihi..
      Napoleon Bonaparte tarihe geçen bu sözü daha çok dikkatleri üzerimize toplamış adeta..🥰

      Sil
  7. Hem müze hem cami iken gitmiştik. Anladık ki Allah kelamı, zikredildiği her yeri güzelleştiriyor. Cami olmasıyla sadece ümmetin değil, Ayasofya'nın duvarlarındaki, kolonlarındaki her zerrenin üzerinden yük kalktığını düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de doğru söylüyorsunuz.. Zulüm olur.. Sözlükte “bir şeyi ona ait olmayan yere koymak ya da kullanmak ” anlamındaki zulüm (zulm) din, ahlâk, hukuk gibi alanlarda yani “belirlenmiş sınırları çiğneme, haktan bâtıla sapma, kendi hak alanının dışına çıkıp başkalarına zarar verme" gibi anlamlara geliyor.. Ayasofya zincirlerinden zulümden kurtuldu..

      Sil
  8. Çok güzel bir yer. Camı olarak etkisi daha farklı oluyor sanırım. İçindeki dün canlanıyormuş gibi. Belki de bize öyle geliyor. Şu zamanda gitmeniz güzel olmuş. Yoksa yoğun oluyor. 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet canlı bir tarih dimdik ayakta Mimar Sinan'ın eli değdiği bereketleniyor sanki 🥰Girişte bir yoğunluk yoktu ama içi yine de kalabalıktı Tekrar tekrar gitmek nasip olsun inşallah...

      Sil