Hayata her zaman pozitif bakmaya çalışan biriyim zaman zaman diplere doğru çeken imtihanlar olsa da hayat her zaman yaşamaya değer.. Dostlarındır hayatına değer katan onların acıları senin de canını yakar ama geç kalınan istişarelerden artık sadece hüzünlerdir bize kalan.. Hayatta bir karar alırken pergel misali bir ayağımın yerde sabit kalmasına dikkat ederim. Hayatımın değişmeyecek noktasıdır orası..
Yani ailem..
Onları kaybedecek hiç bir karara varmam. Allah muhafaza gaflete düşüp bir imtihandan geçmekten de korkarım. Pergel hep merkezin çevresinde genişler. Yıkmadan yıkılmadan açılır yeni kararlar ve hayatlarla büyüyerek genişler.
Bundan bir kaç ay önce Florya da zengin bir ailenin yanında yardımcı olarak çalışan bir bayan arkadaş benden rica etti.
"Hanımım namaza başladı sohbetlere de çok meraklı gelir misiniz ? Evine Kur'an okuyacak, sohbet verecek hoca arayışına geçti."
Bende bir hayra vesile olalım diyerek yanımda gelinimi iki küçük torunumu aldım gittik. Sohbet arasında söz bir makine mühendisi abileri varmış ben eğer kabul edersem çok uygun bir aile olurmuşuz gibi ifadeler kullandıklarında hemen,
"Düşünmüyorum! Benim mutlu olduğum bir ailem var. Böyle bir evliliğe ihtiyacım yok." diyerek konuyu kapattım.
Tabi evde gelinim hep espri konusu yapıyor =))
"Annemi ne mühendisler istedi de hayır dedik"
Dün Kütahya'dan bir arkadaşım aradı acılı ve çaresiz bir ses tonu ile..
Hal hatır sorduktan sonra bana anlattıkları hem beni çok üzdü hem de burada belki başkalarının da aynı hatalara düşmemesi adına yazmaya karar verdim..
Elli iki yaşında beş oğlundan bir kaçı evli diye biliyorum.. Kendisi de dul kaldı eşinin emekli maaşı ile geçiniyor ve kiracı bir hanım.. Gençken beraber büyüdük dediği ama ailesinin evlenmelerine müsaade etmediği kişiyle on gün önce resmi nikah ile evlenmişler.
İyi güzel herşey buraya kadar harika gibi görünüyor ama değil..
Evlenince adam bir hafta sonra İstanbul'a iş için gidiyorum diyor ve bir daha haber almazken görümce arıyor "Abim hapiste" diyor..
Arkadaşımın abisi de polise kayıp kaydı vermezsen başın belaya gider diyor..
Polise kayıp ilanı veriliyor. Ve sonuç olarak eşi arıyor "Okulda çocuğumun çıkışını bekliyorum" diyerek başladığı telefon konuşmasında sekiz yıldır imam nikahlı evli olduğunu ve çocuğu olduğunu söylüyor..
Arkadaşım evlendiği için rahmetli eşinden aldığı maaş kesilmiş ve sigortası yok ve hamile de kalmış.. Bunları anlatırken gözyaşları içinde anlatıyor bana ve tavsiye istiyor.. Keşke evlenmeden önce istişare yapsaydık şimdi ben ona ne desem faydasız buluyorum.
"Mutlaka bir avukatla görüşüp ne gibi seçeneklerin var bi öğren dedim."
Evlatları annesine sahip çıkmıyorlar, aramış yardım teklifine olumlu cevap alamamış.. Hiçbir gelir kaynağı yok evi kira, sağlık sigortası da yok..
Şimdi soruyorum bir insan yaşı kaç olursa olsun hayata yeniden mutlu olmak için tutunmak istemesi suç mu? Aşık olabilir sevebilir bu gayet insani bir haktır. Allah cc kuluna bu hakkı veriyor. Evlenmekte boşanmakta Haktır.
Geçmişte ne yaşandı bilemem intikamlık bir durum mu vardı. Erkek çevresine kendini ispat mı etmek istedi bilemem ama şu an madur durumda bir kadın ve masum bebeği var.
Yazıklar olsun böyle eşlere...
Ya ben! Birisinin teklifine yanılıp da evet desem.. Allah muhafaza yukarıdaki olay benim başıma gelse, evim kira benim ve rahmetli eşimin emekli maaşından başka bir gelirim de yok.
Düşünüyorum da, nasıl geçinirim, yavrularımın yüzüne nasıl bakarım? Allah muhafaza düşmanıma bile böyle bir imtihan vermesin...
O nedenle yaş kemale erdiğinde evlatlarımla ve torunlarımla olan mutluluğum bana yeter. Elimdekilerin kıymetini bilme taraftarıyım. Yeni mutluluk arayışları bana göre değil diye düşünüyorum..
Sevgi ve muhabbetle 🌹