Hz.Zeynep'in (Radıyallâhu Anhâ) eşi Ebu'l-Âs ile birbirine olan aşkları

 

  Evlâd-ı Rasûl Hazarâtı kitabını çok kısa bir zamanda bitirdim. Sevgili Peygamber efendimiz (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem)in ehl-i beytini, tekrardan bilgilerimi tazelemek adına okudum.
Beni en çok etkileyen büyük kızı Hz.Zeynep'in (Radıyallâhu Anhâ)  eşiyle birbirine olan aşkları tüm sıkıntılara ve engellere rağmen birbirlerine kavuşmaları.

Zeyneb "Babasının ziyneti" anlamına geliyor. 
Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem) Hz. Âişe (Radıyallâhu Te'âlâ Anhâ) rivayet edilen:
"O benim kızlarımın en faziletlisidir. Benden dolayı musibete uğramıştır." 

Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem) Zeyneb kızını teyzesi (Hadîce annemizin kardeşi Hâle binti Huveylid'in oğlu Ebu'l-Âs ibni'r-Rabî ile evlendirmiştir. 
(Bir düşünün çocuklukları bile beraber geçmiş)

Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem) nübüvvet gelmeden önce Hadîce  (Radıyallâhu Anhâ) Zeynep'in (Radıyallâhu Anhâ)yı, yeğeni   Ebu'l-Âs ile evlendirmesini şerefli eşinden istemişti. 

Allâh-u Te'âlâ  Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem)e nübüvvet ikrâm edince Hadîce  (Radıyallâhu Anhâ)ve kızları hemen iman ettiler.

Yalnız Ebu'l-Âs o günlerde îmân etmedi.

Bunun üzerine Kureyş ona gelerek
"Eşini bırak!Biz seni Kureyş'ten dilediğin kadınla evlendireceğiz." dedilerse de o: "Asla! Vallâhi ben eşimden ayrılmam. Kureyş'in en faziletli kadını ile evlenmem dahî ona mukâbil beni mesrûr edemez." diye cevap verdi. Ve eşi Zeyneb'e hicret için izin vermedi. Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem) Medine'ye hicret edince Zeynep (Radıyallâhu Anhâ) Mekke de kaldı. 

Eşi Bedir de müşriklerin safında yer alınca Zeynep (Radıyallâhu Anhâ) büyük yıkıma uğrattı. Ve Bedir de kocası mağlup olup esir düştü.  Müşrik esirlerinin esirlerini serbest bırakılması için fidye gönderdiklerinde  Zeynep (Radıyallâhu Anhâ) da bir miktar mal ve annesinin evlenirken kendisine hediye ettiği gerdanlığı yolladı.

Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem) gerdanlığı görünce çok duygulandı ve: 
"Eğer uygun görürseniz esîrini onun için serbest bıraksanız ve malını da ona geri iâde etseniz (nasıl olur)" şeklinde ashabına ricâcı oldu. 

Bu durum karşısında çok üzülen sahâbe-i kirâm hazarâtının muvâfakati üzerine Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem) dâmâdını Mekke'ye vardığında Zeynep (Radıyallâhu Anhâ)yı Medine'ye göndermesi şartıyla serbest bıraktı.  
Ebu'l-Âs da dönüşünde Zeynep (Radıyallâhu Anhâ)nın Medine'ye hicretine izin verdi. 
Bu nedenle Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem) dâmâdı Ebu'l-Âs hakkında :
"Benimle konuştuğunda doğru söyledi ve bana (kızımı göndereceğini) söz verdiği zaman sözünde durdu."

Zeynep (Radıyallâhu Anhâ) Hicretinde ise Ebu'l-Âs'ın kardeşi Kinane ile Medine'ye doğru yola çıktığını öğrenen bazı müşrikler peşlerine düştüler. Hebbâr ibni Esved ile başka bir adam (Mekke mezarlığı cihetinde Kâbe'ye birkaç km mesafedeki) Zî Tuvâ mevkiinde onlara yetiştiler.

Hebbar isimli kişi Zeynep (Radıyallâhu Anhâ)nın devesini mızrağıyla ürkütünce  Zeynep (Radıyallâhu Anhâ) bir kayanın üzerine düştü ve kaburga kemiği kırıldı. Bu arada karnındaki çocuğu da düşürdü ve ölünceye kadar bu kırığın acısını hissetti. Hattâ bu hazîn (üzücü) olayın kendisinin vefâtına sebep olduğu bile rivayet olunmuştur.

 Hz. Âişe (Radıyallâhu Te'âlâ Anhâ) rivayete göre; Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem)
"O benim kızlarımın en hayırlısıdır. Benden dolayı musîbete uğramıştır." buyururdu.

 Kocası Ebu'l-Âs'ın müslüman olmaması bir araya gelmelerine engel teşkil ettiğinden altıncı yılın sonuna kadar Zeynep (Radıyallâhu Anhâ) Medîne'de, kocası  Ebu'l-Âs (Radıyallâhu Anh) Mekke de yaşadı.

 Ebu'l-Âs H.6 (m.628) yılında Kureyşlilerin kendisine teslim ettiği ticaret mallarıyla birlikte Suriye'den dönerken Zeyd ibni Hârise (Radıyallâhu Anh) kumandasındaki bir seriye onu ve yanındakileri esir alıp mallarına el koydu. Fakat  Ebu'l-Âs ellerinden kaçtı ve geceleyin Medîne-i Münevvere'ye gitti. 

Orada eşi  Zeynep (Radıyallâhu Anhâ) ı bularak ondan kendisine emân (güvence) verilmesini, Kureyşlilerin ticâret malının da iâdesini istedi. 

Eşinin aniden gece yarısı gelişinden dolayı ne yapacağını şaşıran Zeyneb (Radıyallâhu Anhâ) sabah namazından sonra Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem)in kapısına gelip en yuksek sesiyle:

" Muhakkak Ebu'l-Âs ibni'r-Rabî yakınlığı düşünülecek olursa amcaoğludur, uzak olduğu varsayılacak olursa (bile en azından) çocuklarımın babasıdır. Şüphesiz ben ona emân verdim." diye bağırarak ona güvence verdiğini bildirdi ve babasından isteğinin yerine getirilmesini ricâ etti. 

Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem) "Ey insanlar! Benim duyduğum sesi siz de işittiniz mi? Muhammed'in canı tasarrufunda olan Zât'a yemin ederim ki sizin duyduğunuzu ben de işitinceye kadar olup bitenden hiçbir şey bilmiyordum. Ama Zeyneb'in emân verdiğine biz de emân verdik." buyurarak  Zeynep (Radıyallâhu Anhâ)nın isteğini kabûl etti, lâkin: 

"Ey kızacağızım! Onun konaklamasını iyi yap ama sana ulaşmasın (dokunmasın) Zîrâ sen ona helâl değilsin." buyurarak karı-koca olarak biraraya gelmelerinin mümkün olmadığını söyledi. 

Zeynep (Radıyallâhu Anhâ)ın talebi üzerine malları kendisine iade edilen Ebu'l-Âs Mekke'ye dönünce malları sahiplerine teslim etti. H.7.yılın (m.629) Muharrem ayında da Medîne-i Münevvere'ye hicret etti.

Ebu'l-Âs (Radıyallâhu Anh) Mekke'ye döndüğünde her hak sahibine hakkını verdikten sonra 
"Ey Kureyş cemâatı! Sizden herhangi birinizin alacağı kaldı mı?" diye sordu.

Onlar "Vallâhi kalmadı, biz seni vefâlı ve keremli biri olarak bulduk." deyince o:
"Gerçekten ben şâhidlik ediyorum ki; Allâh'tan başka hiçbir ilah yoktur ve şüphesiz Muhammed, Allâh'ın Rasûlü'dür, aslında ben Medîne'de müslüman olmuştum. lâkin sizin Ebu'l-Âs mallarımızı iç edip götürmek için Müslüman oldu, diye düşünmenizdenendişe etmem benim Medine'de ikâmetime (yerleşmeme) mâni oldu." dedi.

Daha sonra Medîne-i Münevvere'ye döndüğünde Raûlüllâh (SallelâhuTe'âlâ Aleyhi ve Sellem) onunla Zeyneb vâlidemizin daha önceki nikahlarıyla yetinerek yeni bir nikâha lüzum görmeksizin evliliklerinin devamına izin verdi..

 Evlâd-ı Rasûl Hazaratı kitabında kaynak kitaplar yazıyor oraya bakabilirsiniz sa:112-124 de ki diyalogları  sizler için yazdım. Kitap 300 sayfa kadar..

AYRICA HER MÜSLÜMANIN BİLMESİ GEREKİYOR:

Hz.Hadice  (Radıyallâhu Te'âlâ Anhâ) den 6 çocuğa sahipti. Bunlar doğum sırasıyla; 
1) el-Kasım  (Radıyallâhu Te'âlâ Anh)
2)  Zeynep (Radıyallâhu Te'âlâ Anhâ) 
3) Rukiye (Radıyallâhu Te'âlâ Anhâ) 
4) Fâtime  (Radıyallâhu Te'âlâ Anhâ)
5)Ümmü Gülsüm (Radıyallâhu Te'âlâ Anhâ)
6) Abdullah  (Radıyallâhu Te'âlâ Anh)
7) ve İbrahim  (Radıyallâhu Te'âlâ Anh) Hz. Mariye el-Kıbtıyye (Radıyallâhu Te'âlâ Anhâ) validemizden dünyaya teşrif etmişler.. 


Bu paylaşıma verdiğim her emeğe karşılık Rabbimden Rızasını istiyorum umarım alabilirim...





Yorum Gönder

4 Yorumlar

  1. Güzel bir kitap. Zeynep(ra) 'ın eşine eman verme hadisesini bilmiyordum, bu vesile ile öğrenmiş oldum

    YanıtlaSil
  2. Ziyaretiniz için teşekkür ederim hayra vesile oldum galiba 🥰 Allah cümlemizin ilmini arttırsın insallah

    YanıtlaSil
  3. off ne kadar dramatik bir hayatmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bedeli cennet olan hayatlar, aşkları dolu dolu yaşamışlar acıları da mutlulukları da..

      Sil