Haşr Suresi 7

"Göklerde olanlar da yerde olanlar da Allah'ı tesbih ederler. O güçlüdür, Hakim'dir. Kitap ehlinden inkarcı olanları ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O dur. Oysa Ey Mü’minler! Çıkacaklarını sanmamıştınız, onlar da, kalelerinin kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah'ın azabı onlara beklemedikleri yerden geldi, kalplerine korku saldı; evlerini kendi elleriyle ve inananların elleriyle yıkıyorlardı. Ey akıl sahipleri! Ders alın. Allah onlara sürülmeyi yazmamış olsaydı, dünyada başka şekilde azap verecekti. Ahirette onlara ateş azabı vardır. Bu, Allah'a ve Peygamberine karşı gelmelerinden ötürüdür. Kim Allah'a karşı gelirse bilsin ki Allah'ın cezalandırması şüphesiz çetindir. İnkarcı kitap ehlinin yurtlarında hurma ağaçlarını kesmeniz veya onları kesmeyip gövdeleri üzerinde ayakta bırakmanız Allah'ın izniyledir. Allah yoldan çıkanları böylece rezilliğe uğratır. Ey Mü’minler! Onların mallarından, Allah'ın Peygamberine verdiği şeyler için siz ne at ve ne de deve sürdünüz; fakat Allah peygamberlerine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah her şeye Kadir'dir. Allah'ın, fethedilen memleketler halkının mallarından Peygamberine verdikleri; Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir; ta kî içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaşan bir devlet olmasın. Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, Şüphesiz Allah'ın cezalandırması çetindir."

Hâkim İbn Merdûye ve Delâil'de Beyhakî'nin bildirdiğine göre: 

Hazret-i Âişe der ki: 
"Nadîr oğullarının gazvesi ki onlar Yahudilerden bir fırkadır. Bedir savaşından altı ay sonra idi. Evleri ve hurmalıkları Medine'nin kenarında bir taraftaydı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onları kuşatmış ve sürgün etmek üzere onları kalelerinden indirmişti. Develerinin taşıyabileceği kadar mal ve eşyayı beraberlerinde götürecek, ama silah almayacaklardı. İşte o zaman Yüce Allah onların hakkında: "Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. O, kitap ehlinden inkâr edenleri ilk toplu sürgünde yurtlarından çıkarandır...'" Haşr suresi 5-7.âyetlerini indirdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlarla savaştı. Sonra kendilerini Şam'a sürgün etmek üzere onlarla anlaştı. Onlar daha önce sürgün edilmemiş bir nesilden geliyordu. Sonunda Allah onlar hakkında bu âyetleri indirdi. Eğer bu âyetleri indirmemiş olsaydı onları ölüm ve esaretle azaplandırırdı. Ancak Allah: "...O, kitap ehlinden inkâr edenleri ilk toplu sürgünde yurtlarından çıkarandır..." buyurmaktadır. Dünyada ilk sürgün de Şam'a yapılmıştır.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in Hasan(-ı Basrî)'den bildirdiğine göre 
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Nadîr oğullarını sürgün ettiği zaman: 
"Bu, ilk sürgündür ve ben onların izi üzereyim" buyurmuştur.

Bezzâr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, İbn Merdûye ve Ba's'da Beyhakî'nin bildirdiğine göre 
İbn Abbâs der ki: Mahşer yerinin Şam olduğundan şüphe eden kişi: 
"O, kitap ehlinden inkâr edenleri ilk toplu sürgünde yurtlarından çıkarandır..." âyetini okusun. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), onlara: 
"Buralardan çıkın" buyurunca, onlar: 
"Nereye gidelim?" dediler. 

Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): 
"Mahşer yerine gidin" karşılığını verdi.

Ahmed'in Zühd'de Kays'tan bildirdiğine göre Cerîr kavmine vaaz verirken: 
"Vallahi onda bir kerpiç bile koymamış olmak isterdim. Siz ancak gizlenen deve kuşu gibisiniz. Sizin topraklarınız ilk olarak sol taraftan, sonra da sağ taraftan harap olacaktır. Mahşer de burada olacaktır" dedi ve Şam'ı işaret etti.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: Ayeti açıklarken:
"Allah, Peygamberine, Yahudilere karşı ilk toplanmada fetih nasip etti. Onlarla iki veya üç defa savaşmadı. Allah Peygamberini ilk toplanmada onlara karşı üstün kıldı. Ancak Peygamber ve ashâbı onların kalelerinden asla çıkmayacaklarını zannetmişti."

Beyhakî Delâil'de Urve'den bildirir: 
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Nadîr oğullarına topraklarını terk edip gitmelerini emretti. Medine'de nifak had safhaya ulaşmıştı. 
Onlar: "Nereye gideceğiz?" deyince, 
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): 
"Sizi toplanma yerine gönderiyorum" buyurdu. 

Münafıklar Ehl-i Kitab'dan kardeşlerine ve dostlarına yapılacak şeyi işitince onlara haber gönderdiler ve: 

"Biz ölümde de, kalımda da sizinleyiz. Eğer savaşırsanız biz sizlere yardım edeceğiz. Buradan çıkarılacak olursanız sizi yalnız bırakacak değiliz" dediler. Şeytanın onlara zaferi temenni ettirmesiyle Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem): 
"Vallahi kalelerimizden çıkmayacağız. Eğer bizimle savaşırsan biz de sizinle savaşırız" diye seslendiler.

"Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Allah'ın emri doğrultusunda onlar hakkında hüküm kılıp ashâbına emredince ashâb silahlarını kuşandı. Sonra da onlara saldırdı. Yahudiler evlerine ve kalelerine sığındılar. 
Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yanlarına ulaşınca ashâbına ilk olarak yakında olan evleri yıkmaya başlamalarını ve hurma ağaçlarını kesip yakmalarını emretti. Allah Yahudileri ve münafıkları engellemiş ve münafıklar Yahudilere yardım edememişti. Allah her iki fırkanın da kalbine bir korku düşürmüştü. 
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şehir merkezine yakın evleri yıkmayı her bitirişinde Allah onların kalplerine korku düşürüyordu. 
Bunun üzerine Yahudiler de arkalarından kendi evlerini yıkmaya başladılar. Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) karşısına çıkmaya güç yetiremiyorlardı. Yıkımda evlerinin sonuna yetişecekleri sırada münafıkları ve temenni etmiş oldukları galibiyeti bekliyorlardı.
Ancak bundan ümitlerini kestiklerinde Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem), ilk teklif etmiş olduğu şeyi istediler. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), silah dışında develerinin kaldırabileceği kadar mallarından almaları ve sürgün edilmeleri üzere hüküm kıldı." 
Artık her biri bir tarafa gitmişti. Fakat Müslümanların evleri yıkmalarını ve hurma ağaçlarını kesmelerini ayıplayarak: 
"Ağaçların suçu nedir ki? Bir de ıslah edici kişiler olduğunuzu söylemektesiniz" dediler. 
Bunun üzerine Yüce Allah: 
"Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir... Hurma ağaçlarından, herhangi birini kesmeniz veya gövdeleri üzerinde bırakmanız hep Allah'ın izniyledir ve O'nun yoldan çıkanları rezil etmesi içindir" âyetlerini indirdi. Allah ganimetleri (savaşsız elde edildiği için) Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) ganimet kıldı ve başka birine bir pay vermedi. 
Sonra: "Ey Mü’minler! Onların mallarından, Allah'ın Peygamberine verdiği şeyler için siz ne at ve ne de deve sürdünüz; fakat Allah peygamberlerine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah herşeye Kadir'dir" buyurdu. 

"Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu ganimeti Allah'ın kendisine göstermiş olduğu ilk muhacirler arasında taksim etti."


İbn Cerîr, İbn Merdûye, Delâil'de Beyhakî ve İbn Asâkir'in Avfî vasıtasıyla bildirdiğine göre
 
İbn Abbâs der ki: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Yahudileri kuşattı ve onların her şeyini ele geçirdi. Bunun üzerine Yahudiler, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) İstediği her şeyi verdi. 

"Resûlüllah da (sallallahü aleyhi ve sellem)
Kanlarının dökülmemesi, topraklarından ve vatanlarından çıkarak Şam topraklarına gitmek üzere onlarla anlaştı. Ayrıca onlardan her üç kişiye bir deve ve su tulumu verdi."


Beğavî'nin Mu'cem'de Muhammed b. Mesleme'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisini Nadîr oğullarına göndermiş ve sürgün için onlara üç gün süre vermesini emretmiştir.

Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, Buhârî, Müslim, Tirmizî, İbnu'l-Münzir, İbn Merdûye ve Delâil'de Beyhakî'nin İbn Ömer'den bildirdiğine göre 
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Nadîr oğullarının hurmalığını yaktırmıştı. Onların sürgünü de topraklarından başka topraklara gitmeleridir.

Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, Buhârî, Müslim, Tirmizî, İbnu'l-Münzir, İbn Merdûye ve Delâil'de Beyhakî'nin İbn Ömer'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Nadîr oğullarının hurmalığını yaktırdı ve kestirdi. Bu hurmalık Buveyre hurmalığı idi. 

"Bu konuda Hassan Sabit:
"Buveyre bahçesinde ateşler yükseldi
Benî Luey askerine bu kolay geldi" dedi."


Bunun üzerine Yüce Allah: "Hurma ağaçlarından, herhangi birini kesmeniz veya gövdeleri üzerinde bırakmanız hep Allah'ın izniyledir ve O'nun yoldan çıkanları rezil etmesi içindir" âyetini indirdi.

Tirmizî, Nesâî, İbn Ebî Hâtim, M. el-Evsat'ta Taberânî İbn Merdûye ve İbnu'd-Durays'ın bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) (Hurma ağaçlarından, herhangi birini kesmeniz veya gövdeleri üzerinde bırakmanız) kelâmını açıklarken: "Âyetteki (.....) ifadesi hurma mânâsındadır" dedi. 
"O'nun yoldan çıkanları rezil etmesi içindir"" kelâmı hakkında ise: "Onları kalelerinden indirdiler ve hurmalıkları kesmekle emrolundular. Bu emir karşısında Müslümanlar tereddüt etmişlerdi. Müslümanlar: "Bu sebeple bir kısmını kestik, bir kısmını da bıraktık. Sonrasında Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) soralım: "Bize kestiklerimizde ecir, bıraktıklarımızda ise günah var mıdır?" dedik. Bunun üzerine Yüce Allah: "Hurma ağaçlarından, herhangi birini kesmeniz veya gövdeleri üzerinde bırakmanız hep Allah'ın izniyledir ve O'nun yoldan çıkanları rezil etmesi içindir" âyetini indirdi.

Ebû Ya'la ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Câbir der ki: Önce onlara hurma kesmelerinde ruhsat verdi ve sonra şiddetle yasakladı. Ashâb: "Ya Resûlallah! Bize kestiklerimizde ecir, bıraktıklarımızda ise günah var mıdır?" diye sorunca, Yüce Allah: "Hurma ağaçlarından, herhangi birini kesmeniz veya gövdeleri üzerinde bırakmanız hep Allah'ın izniyledir ve O'nun yoldan çıkanları rezil etmesi içindir" Haşr suresi 5.ayet indirdi.

İbn İshâk, Yezîd b. Rûmân'dan bildirir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Nadîr oğullarına inince Nadîr oğulları kalelerine çekildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hurmalıkların kesilmesini ve yakılmasını emretti. Bunun üzerine onlar: 
"Ey Muhammed! Sen fesadı yasaklar ve ayıplardın, ne oluyor da hurmalıkları kesiyor ve yakıyorsun?" deyince bu âyet indi.

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve Delâil'de Beyhakî'nin bildirdiğine göre Mücâhid der ki: 
Muhacirlerin bir kısmı bir kısmını hurmaları kesmekten menederek: 
"Bunlar Müslümanların ganimetlerindendir" elediler. Hurmaları kesenler ise: 
"Bu, düşmanlara öfke içindir" dedi. 
Bunun üzerine Kur'ân, hurmaları kesmeyi menedenleri tasdik edip, kesenlerin de bir günahı olmadığını bildirdi ve: 
"Kesmesi de, bırakması da Allah'ın izniyledir" buyurdu.

İbn ishâk ve İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildirir: 
Haşr Sûresi, Nadîr oğulları hakkında inmiştir. Allah, Haşr Sûresinde onlardan aldığı intikamı ve Resulullah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara musallat etmesini zikretmiştir. 
Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara yaptıklarını Allah'ın izni ile yapmıştır. Allah, Yahudilere haber gönderip de kendilerine yardım edeceklerini söyleyen münafıkları zikretmiş ve: 
"O, kitap ehlinden inkâr edenleri ilk toplu sürgünde yurtlarından çıkarandır. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'dan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah'ın emri onlara ummadıkları yerden geldi. O, yüreklerine korku düşürdü. Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem de mü'minlerin elleriyle yıkıyorlardı..." buyurmuştur. 

Burada da evlerini kapılarının yanından yıkmaya başlamaları kastedilmektedir. Sonra Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hurmaları kesmesini ve Yahudilerin kendisine: "Ey Muhammed! Sen fesadı yasaklardın, hurmaları kesmek te ne oluyor?" demelerini zikredip: 
"Hurma ağaçlarından, herhangi birini kesmeniz veya gövdeleri üzerinde bırakmanız hep Allah'ın izniyledir ve O'nun yoldan çıkanları rezil etmesi içindir'" buyurmuş ve onlardan intikam aldığını bildirmiştir. 
Sonra Nadîr oğullarının ganimetini zikrederek: 
"Ey Mü’minler! Onların mallarından, Allah'ın Peygamberine verdiği şeyler için siz ne at ve ne de deve sürdünüz; fakat Allah peygamberlerine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah herşeye Kadir'dir" buyurmuş ve bu ganimetin Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) has olduğunu, onu istediği şekilde dağıtabileceğini bildirmiştir. Sonra Müslümanların at koşturarak savaşıp fethettikleri ve kazandıkları ganimeti zikredip: 

"Allah'ın, fethedilen memleketler halkının mallarından Peygamberine verdikleri; Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir..."" buyurmuştur. 

Vakti olanlar linki tıklayıp devamını okuyabilir..


6 Yorumlar

  1. Çok güzel bir yazı olmuş. Hurma ağaçlarına kıymamak gerekiyor. Tabi ağaçların geneli için geçerli. 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama Allah cc Peygamber efendimiz sav ağaç kesme konusunda strateji yapabilirsin yani kesebilir kıyabilirsin diye buyuruyor...

      Sil
  2. Merhabalar.
    Surede yer alan bütün ayetler, bir toplumun Allah’a inanıp güvenmek ve O’nun rızasını gözetmek sayesinde nasıl güçlü bir birlik oluşturacağına dikkat çekmek içindir. Böyle bir milletin önüne çıkan bütün engelleri aşabileceği vurgulanır. Surenin asıl amacı müminlere tereddütsüz bir iman, üstün bir ahlak, sarsılmaz bir maneviyatla yardımlaşma ve dayanışma ruhu kazandırmaktır.

    Paylaşım için teşekkür ederim. Elinize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  3. teşekkür ederiiiz, yine bir şeyler öğrendiik :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayetleri öğrenmek ne kadar önemli ve ne mutlu bize öğrenebildiysek eğer..

      Sil